top of page

ŞİRKET 10. Bölüm: Kim Bu Süheyla?

Yazarın fotoğrafı: Kıvanç KocaKıvanç Koca

"Arman biz bu konuyu kaç kez konuşacağız seninle? Ben ne istediğimi net ifade ettiğimi düşünüyorum ama sen bir türlü anlayamıyorsun nedense?" Asiye telefonda konuşmasına rağmen bağırarak ve sinirli şekilde konuşuyor, bu da Arman'ı daha da rahatsız ediyordu.

"Asiye Hanım evet konuştuk ama en son böyle karar vermemiştik diye hatırlıyorum." dedi Arman. Sakin olmaya çalışsa da sesinden gergin olduğu belli oluyordu.

"Evet böyle konuştuk. Anlamamışsın işte."

"Nasıl anlamamışım? Dün siz demediniz mi..."

"Arman böyle olmayacak, odama gel son bir kez daha konuşalım şu konuyu. Ama son bir kez!"


Son söylediği sözün ardından yanıtı beklemeden telefonu kapattı Asiye. Arman elinde telefon ile kalakaldı. Bir süre derin nefes alıp ondan geriye sayarak sakinleşmeye çalıştı ama olmadı. Diyafram nefesini de kullansa o sırada sakin olması mümkün değildi.


Yerinden kalktı. Dünkü toplantıda aldığı notlara bir göz attı. Telefonda, hatırlamadığı konusunda üzerine gelen Asiye'nin söylediğinin aksine her şeyi doğru hatırlıyordu. Şimdi gidip yazdıklarını gösterecek ve bu konuda geri adım atmayacaktı.


Bir hışımla ve derin nefes almaya devam ederek odasından çıkıp Asiye'nin yanına gitti. Kapıyı çalıp odaya girdi ancak Asiye odada yoktu. Odadaki bardakları toparlayan çaycı Leman Abla, Asiye'nin az önce toplantıya gittiğini, ve Arman'ın 3 nolu toplantı odasına gelmesini istediğini söyledi.


Arman daha da sinirleniyordu. Ne yapmaya çalışıyordu Asiye? Neydi şimdi bu? Koskoca adamı arkasında gezdirip egosunu mu tatmin ediyordu? "Hiç bana göre hareketler değil bunlar." diye söylendi ancak ne kadar söylense de Asiye'nin arkasından toplantı odasına gitmesi gerektiğini biliyordu.


Toplantı odalarının olduğu kata inmek için asansör beklerken notlarına bir kez daha baktı. Kendi dile getirdiği şekilde bilgileri not almıştı ve bu konuda geri adım atmaya hiç niyeti yoktu.


Asansör kata geldiğinde içinden siması tanıdık gelen biri indi ve Arman'a, bir süre önce işten ayrılan eski CHRO Ezgi Göktürk'ün asistanını sordu. Kadını bir yerden tanıyor gibiydi ama kesinlikle kim olduğunu çıkaramıyordu.


CHRO işten ayrılsa da asistanı çalışmaya devam ediyordu. Onu da İnsan Kaynaklarında asistan olarak görevlendirmişlerdi.


Arman soruyu yanıtlamaya çalışırken asansörün kapısı kapandı. Zaten halen siniri tepesindeydi. Asiye'nin yanına beş dakika daha geç gitse sorun olacağını düşünmüyordu. "İnsan Kaynakları ofisi bu tarafta, ben size eşlik edeyim isterseniz." dedi.

"Size zahmet vermeyeyim. Tarif edin, ben bulurum."

"Sorun değil. Buyurun lütfen." Arman konuşurken bir taraftan da gidecekleri yönü eliyle işaret ediyordu.

"Çok naziksiniz, teşekkür ederim."

"Rica ederim." dedi Arman.


İnsan Kaynakları ofisi için katta ilerlerken karşıdan neredeyse koşarak gelen asistanı gördüler. Asistan Buket yanlarına geldiğinde hızlı hızlı nefes almaya çalışıyordu. "Hoş geldiniz Süheyla Hanım. Kusura bakmayın, ufak bir sorun vardı. Onu halledeyim derken sizi karşılayamadım. Çok özür dilerim." diyebildi Buket.

"Sorun değil. Sağ olsun beyefendi bana yardımcı oldu."

"Çok teşekkür ederim. Arman Bey." dedi Buket. "Size de zahmet oldu."

"Sorun değil, rica ederim."

Süheyla ve Buket Arman'a bir kez daha kibarca teşekkür ederek İnsan Kaynakları ofisine doğru yöneldiler. Arman da tekrar asansörlerin olduğu bölümde beklemeye başladı. "Asiye bekletiyorum diye sinirlenmemiştir umarım." dedi kendi kendine. "Zaten olmayan şeyler için bir araba dolusu laf yedim. Bir de bunun için tartışmayalım da."


Aklından bunlar geçerken asansör geldi. 3 nolu toplantı odasına doğru ilerleyen Arman biraz sakinlemişti. Süheyla'yı bir kez daha düşündü ama ne yazık ki çıkaramadı.


Asansörden inip odanın kapısına geldiğinde "Sakin ol Arman, sakin ol ve usulünce konuş! Sana inanıyorum." dedi içinden kendi kendine. Son cümleye pek inanmasa da düşünmüş bulundu.


Kapıyı çalmadan açıp girdiğinde "Mutlu yıllaaar!" şeklinde bağıran ve aynı zamanda alkışlayan ekibi ile birlikte Asiye'yi ve sıkça görüştüğü birkaç iş arkadaşını gördü. Bir anda elinden düşen defteri ayaklarının dibinde 2 kez dönüp durmuş ancak şaşkınlığını üzerinden atamayan Arman onu, eğilip yerden alamamıştı.


"Sanırım biraz şaşırttık seni ama suçlu ben değilim ekibin. Benden yardım istediler kıramadım." dedi Asiye. O sırada Arman'ın yanına gelmişti. "Telefonda konuştuklarımızı unut. Hala toplantıda konuştuğumuz kararlar geçerli. Merak etme."

Arman şaşkın ama bir taraftan da çok mutluydu. Ekibi ona bir doğum günü sürprizi yapmıştı ve üstelik bağlı oldukları direktörlerini bile buna dahil etmişlerdi. Çok duygulandı ama kendini tuttu.

"Arkadaşlar siz ne yaptınız böyle? Çok teşekkür ederim, çok mutlu ama bir o kadar da mahcup oldum." diyebildi. " Ama ekipten sadece üç kişi vardı bugün. Diğerleri ne ara geldi?"

"Biz kendi aramızda organize olduk Arman Bey. Aslında bugün herkes ofisteydi. Sizin iş planınıza göre organize olarak size görünmemek için bu toplantı odasında çalıştılar." dedi Sinem. "Yükselen Akrep olmanızdan dolayı bunu riske alamazdık. Her şeyi çözüyorsunuz çünkü hemen." dedi ardından. Herkes aynı anda güldü.


Birlikte oturup sohbet ederek pasta yiyip, Arman'ın doğum gününü kutladılar. Arman gereksiz yere gerildiğini düşünüp kendi haline gülüyordu. Ama Asiye de iyi oynamıştı. Hiç renk vermemişti.


Ekibinin kendisini bu kadar sevdiğini görmek Arman'ı aldıkları hediyeden daha çok mutlu etti. Kendi aralarında organize olmaları, işleri aksatmadan ve kendisine de duyurmadan planlama yapmaları, bir de usulünce üst yöneticilerini olaya dahil etmeleri konuları kendi doğum günü organizasyonundan ziyade ekibinin ekip ruhuyla hareket etmesinin bir sonucuydu ona göre. Hayalini kurduğu ekip düzeninin süreci ile birlikte bu şekilde sonuçlarını da görmek onu mutlu etmişti.


Asiye ve Arman'ı seven çalışma arkadaşları kısa kutlamanın ardından müsaade istediler ve Arman'ı toplantı odasında ekibi ile baş başa bıraktılar. Asiye odadan ayrılırken "Çocuklar çok uğraştı. Hemen bitirme sakın kutlamayı. Biraz vakit geçirin. Bugün çok acil bir konumuz yok." dediğinde Arman'ın gözleri dolsa da hızlı toparladı. "Teşekkür ederiz Asiye Hanım." diyebildi.


Ekiple yalnız kaldığında, her birine ayrı ayrı ama bu sefer daha detaylı şekilde teşekkür etti Arman. Ve fark etti ki böyle bir ekibin lideri olmak gerçekten büyük ayrıcalıktı. Bir sürü yiyecek hazırlamışlar, Arman'ın çok sevdiği bir fotoğrafı pastaya bastırmışlar, üstelik de işlerini aksatmadan bunları yapmışlardı. "Bugün en mutlu olduğum gün olabilir arkadaşlar. Hepiniz sağ olun!" dediğinde büyük bir alkış koptu salonda. Normalde dışarıdan duyulacağı için kızma ihtimali olan Arman bu sefer boş verdi.


Keyifle geçen kutlamanın ardından Arman ofisine giderken Serap aradı. "Muylu yaşlar demek için aradım Arman Bey." diyebildi sadece. Arman'ın kendisine sinirli olduğunu düşünse de Arman'da böyle bir hissiyat yoktu. Kibarca teşekkür edip nasıl olduğunu sorduğunda Serap "Alışmaya çalışıyorum." dese de pek alıştığı veya alışmaya çalıştığı söylenemezdi.


* * *


Ertesi gün Asiye ile kısa bir sabah görüşmesi yapan Arman doğum günü organizasyonu için kendisine bir kez daha teşekkür etti. "Çok keyifliydi benim için. Hem ekibini de biraz daha tanımış oldum bahaneyle. Çok şanslısın gerçekten. Dolayısıyla ben de öyle."

"Teşekkür ederim Asiye Hanım."

"Faik Bey ile ilgili haberi duydun mu? Başka bir yere geçiyormuş."

"Sağlık sorunu nedeniyle uzun süre aramızda olamayacak açıklamasına pek inanmamıştım zaten. Bakalım yerine kim gelecek?" dedi Arman. O açıklamaya kesinlikle inanmamıştı.

"Gelen gideni aratmasın da." dedi Asiye. "Ha bu arada, yeni CHRO başlıyormuş haftaya."

"Öyle mi? Bir süre o koltuk boş kalır diye düşünmüştüm ben. Siz nereden duydunuz?" Arman habere şaşırmıştı.

"Benim de içeride tanıdıklarım var diyeyim." Bunu söylerken, sahip olduğu iletişim ağı konusunda gururlanmış gibi görünüyordu.

"Hayırlı olsun. Güzel olur umarım. Bir önceki CHRO Ezgi Hanım ayrılırken olay olmuştu hatırlarsanız. Sizin yeni geldiğiniz zamanlardı."

"Evet hatırlıyorum. Ben geldim o gitti gibi olmuştu."

"Nereden geliyormuş? İsmini biliyor musunuz?"

"Aramızda kalsın; yurt dışında yaşamış uzun süre. Bir süre önce Türkiye'ye dönmüş. Yönetim danışmanlığı yapmış. Süheyla'ymış adı ama soy adını öğrenemedim."


Arman bir anda, önceki gün asansörlerin olduğu alanda yaşadıklarını hatırladı. Demek yeni CHRO oydu. "İyi ki eşlik ettim, sağdan dönün ofis orası demedim kadına." diye geçirdi aklından.


Bir önceki gün toplantı odasına giderken ayak üstü tanıştığı Süheyla Kate Tarhan şirkete yeni bir soluk getirmek için hazırdı. Bu yeni soluk bazı çalışanların pek hoşuna gitmeyecek gibi görünüyordu.


11.BÖLÜM 10.03.2025'te YAYINDA!

Comments


bottom of page