Son yaşanan "mail" olayından sonra Arman, Serap ile birlikte tüm ekibe Kurumsal İletişim'den gelen ve "görüştüğümüz gibi, anlaştığımız gibi, yaptığımız, ettiğimiz, falan filan gibi..." şeklinde başlayan ve devam eden hiçbir yazışma ve görüşme yapmamalarını, Arman'a sormadan herhangi bir şeye onay vermemelerini istedi. Belli ki kılıçlar çekilmiş, sinirler fazlasıyla bozulmuştu. Bunun ne zamana kadar böyle devam edeceğini ise kimse öngörmüyordu.
Asiye, Serap ve Arman ile olan toplantısından sonra Arman ile "one to one" bir görüşme daha yapmış ve yaşananların sebeplerini anlamaya çalışmıştı. Arman'dan edindiği bilgilere göre Burak, Genel Müdür Faik ile fazla samimiydi ve kendisiyle alakalı veya alakasız neredeyse her departmana karışması da bu nedenleydi. Yaptığı her şeyi Faik'in gözüne sokuyor, her konuda onun suyuna gidiyor; Faik bu gösterişli manipülasyonu ne yazık ki fark etmiyordu. Tabii bu Arman'ın görüşüydü.
"Peki" dedi Asiye, Arman hararetle olanları anlatırken. "Söylediklerin mantıklı ama koskoca genel müdürün bir yöneticinin söylemleri ile hareket etmesi manasız geldi bana. Sence de öyle değil mi?"
"Değil. Çünkü o kadar profesyonel ki bu konuda, nereden bakarsanız bakın hep pozitif, hep yapıcı, hep iş bitirici görünüyor. Hatta Faik Bey kendisine herhangi bir şey için ters davransa bile sevecenlikle "Haklısınız, ben onu atlamışım. Deneyimlerinizi paylaşıp yol gösterdiğiniz için teşekkür ederim." gibi "minnoş" şekilde saçma sapan şeyler söylüyor ve bir daha o konuyu açmıyor. Karşı taraf da hem bir süre sonra olayı unutuyor, hem de kendi istediğinin olmasının ve sözünün dinlenmesinin verdiği keyif ile onu iyi gibi algılıyor.
"Söylediklerin enteresan. Yani bir genel müdür bu şekilde manipüle olur mu sence?"
"Davranış stilini çözdüğünüzde siz de yumuşak karnını anlarsınız. Kendisi sonuç odaklı bir stilde görünse de arka planda duygusal tarafı çalışıyor. O yüzden de manipüle ediliyor. Yani en azından o ediyor."
"Sen neden etmiyorsun o zaman?"
Arman Asiye'nin bu tepkisine şaşırmıştı. Zaten bu kadar açık konuşulan bir görüşme yaptıklarına da inanamıyordu. Asiye de kartları açık oynamayı seven, dobra yöneticilerden olmalıydı. Ya da şuan o da Arman'ı manipüle ediyordu.
"Benim ahlaki değerlerime ters bu söylediğiniz."
"Ahlaki değer demeyelim de stratejik olmak diyelim."
"Stratejik olmak, olmayan bir şeyi varmış gibi göstermek anlamına gelmez ki. Orta yolu bulmaya çalıştığım veya fikirlerimi ölümüne savunduğum zamanlar oluyor. Bazen ben de farklı fikirde olmama rağmen iş yürüsün ve sonraki işlerde daha kolay ilerleyelim diye adım atıyorum. Bence strateji bu. Sizin söylediğiniz etiği gömmeye kılıf uydurmak..."
"Sen hep böyle açık sözlü müsün?" dedi Asiye hafifçe gülümserken. Arman bir an durdu ve ileri gittiğini düşündü.
"Bazı zamanlarda Asiye Hanım."
"Bana benziyorsun." dedi Asiye gülümserken. "Ciddi söylüyorum."
"Teşekkür ederim ve sevindim."
"Neye sevindin?"
"Aynı dilde konuşabildiğim bir Direktör ile çalışacak olmama..."
Kısa bir süre daha konuştuktan sonra Asiye ve Arman görüşmeyi keyifle bitirip işlerine döndüler. Yoğun bir gün onları bekliyordu.
* * *
Birkaç gün sonra İnsan Kaynakları Departmanı, yeni terfi ve performans sistemi ile ilgili çalışmaların sonuna geldiklerine ve yakında genele duyuru yapılacağına dair kısa bir bilgilendirme yayınladı. Yeni dönem maaş zamları açıklanmadan önce çalışmayı bitirip duyuracaklardı. Okullarından dolayı uzman olamamış olan kişilere de performans şartlarını sağlıyorlarsa uzmanlık verecekler ve sonraki dönem için uzmanlık kuralının biraz değiştirilmiş şeklinin uygulamaya alındığını bildireceklerdi. Hem zam döneminde terfi verildiğinde çalışana fazladan zam yapmaya gerek kalmıyor, çalışanın iş yükü artsa da maaşı şirketi zora sokmayacak seviyede kalıyordu. Ama yine de terfi alan çalışan mutlu oluyordu. Yani her şey "algıya" uygun şekilde ilerliyordu.
Maaş zammı döneminde sadece "uzmanlıkta kurala takılanlar yani UKT'liler" değil, farklı çalışanlardan da terfi bekleyenler vardı. Bazı çalışanlara yöneticileri tarafından terfilerinin bilgisi verilmiş, resmi bilgilendirmenin gelmesini beklemeleri söylenmişti. Tekil terfilerin haricinde iş yükü artan bazı departmanların da büyümesi söz konusuydu. Bunun için uzun süredir iş yükü analizleri ve görev tanımı değerlemeleri yapılıyor, nihai karar üst yönetimden bekleniyordu.
Büyüme potansiyeli olan departmanlardan biri de Arman'ın liderlik ettiği Proje Yönetimi Departmanıydı. Son 2 yıldır maksimum verimlilikle çalışmış olan ekip çok yorulmuş ancak emeklerinin karşılığını alacaklarına inanarak ilerlemişlerdi. Net bir sonuç olmadan Arman ekibi ile bilgi paylaşmak istemiyordu. Uzun bir süredir boş olan direktör koltuğu nedeniyle departman büyümesi ikinci altı aylık değerlemeye kalacak gibi görünüyordu. En son, Organizasyonel Gelişim Direktörü ile yaptığı görüşmede buna dair bazı sinyaller almıştı ama yine de umudu vardı. Sonuçta son kararı, verilere bakarak üst yönetim verecekti.
Terfi gündeminin yoğun şekilde ilerlediği şirkette terfi bekleyen herkes Linkedin'de ".... terfi aldığımı paylaşmaktan mutluluk duyuyorum!" şeklindeki güncellemeyi yapacağı zamanı hayal ediyordu.
İki gün sonra terfi alacak ve görev değişikliği olacak çalışanlar netleşmiş, uzun bir liste halinde tebrik mesajlarının olduğu bir bilgilendirme ile şirket geneline yayınlanmıştı. Herkes tüm günü birbirini tebrik ederek geçirmişti.
Proje Ekibinden de Hüseyin ve Fikret "Kıdemli Uzman" unvanını almıştı. Ekipte her ikisi de sevilen kişilerdi ve Arman da dahil olmak üzere herkes buna oldukça sevinmişti. Fikret departmanlarının büyümesi ile birlikte yönetici olmayı bekliyordu ama Arman'ın söylediğine göre bu, bir sonraki evrede değerlendirilecekti. Şimdi kıdemli olmasının altı ay sonra yönetici olmasını engellemeyeceğini umuyordu.
Ekip terfilerin açıklandığı gün ofisten çalışıyordu. Öğlen yemeğini otuz dakika kadar uzatarak hep birlikte ekip arkadaşlarının terfilerini kutladılar.
"Arkadaşlar hepinizi tebrik ediyorum." dedi Arman. "Darısı diğer arkadaşlarımın başına ve departman olarak da büyümemize inşallah."
"Arman Bey bu ay olur diye bekliyorduk biz açıkçası." dedi Sinem.
"Bir süredir Direktör koltuğumuz boş olunca böyle oldu ama sorun yok. Asiye Hanım da değerlendirir, bir sonraki performans döneminde güzel haberi alırız diye düşünüyorum. Bu konuda hepinizin ayrı ayrı eline sağlık."
Ekip keyifle kahvelerini içip pastalarını yerken Arman'ın gözü uzaktan "güle oynaya" yürüyerek gelen Burak'a takıldı. Kim bilir yine kimleri manipüle edip kendi istekleri için ne yapmıştı da böyle dolaşıyordu ortada. Arman kısa bir süre daha baktıktan sonra göz göze gelmemek için başını çevirip ekibin sohbetine dahil oldu.
* * *
Proje Ekibi, arkadaşlarının "masum" terfilerini kutlarken yaklaşık on dakika önce yayınlanmış olan "Organizasyonel Değişiklik" konulu bildiriyi henüz okumamışlardı. Bildiriye göre Kurumsal İletişim Departmanı büyümüş ve "Müdürlük Koltuğu"na da Burak Doğan yerleşmişti.
Birazdan yerine döndüğünde bilgilendirmeyi üç kez üst üste okuyacak olan Arman "stratejik algı"nın ne demek olduğunu uzun uzun düşünecekti.
7.BÖLÜM 10.02.2025 PAZARTESİ BURADA!
Comentários